Qirej ( Kir ) - Yusuf Çetin

Koruculuk sistemini ve kadın bedeni üzerinde yürütülen politikaları konu alan Yusuf Çetin'in Qirej 
 Film militarizmin birbirini beslediği kurumların işleyişi ve yaşanmış olaydan yola çıkan hikâyesi ile oldukça ilgi göreceğe benziyor. Filmi konusunda iddialı konuşan Çetin, Kürtler tanımayanların yaptıklarına tepki göstererek, "Yüreğiniz yetmiyorsa Kürt filmi çekmeyin" dedi.

Sinemanın emektar oyuncularından Yusuf Çetin, Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde çektiği Kürtçe-Türkçe Qirej/Kir adlı uzun metrajlı filmle koruculuk sisteminin görünmeyen yönlerini beyazperdeye taşıdı. Kirli savaşın bir sonucu olan korucuların daha önce anlatılmamış dünyasını yansıtan film, daha önce Kürt sorunun anlatıldığı filmlerin de ötesinde. Çünkü filmin ana konusu, bir korucunun kendi yeğenine tecavüz etmesi ve kadının demokratik özgür kadın hareketinin korumasına alınmasındaki gelişmeleri içeriyor.
 
'Hangi hak ihlalini anlatsak diye şaşırdık'

Projenin yaratıcısı, yapımcısı, yönetmeni, senaristi aynı zamanda oyuncusu olan yılların usta oyuncusu Yusuf Çetin, "Senaryomu birçok ünlü oyuncuya teklif ettim. Ancak çekindiler. Ben oynamak zorunda kaldım" derken, filmde, Zilan Odabaşı, Eyüp Çalış, Cengiz Toprak, Meltem Savcı, Esra Erten, Yalçın Dümer, Ezgi Aldemir ve Hilal Sidar'ın yanında insan hakları savunucusu - avukat Eren Keskin de rol alıyor. Türkiye'de bir sürü hak ihlali olduğuna dikkat çekerek, hak ihlallerini anlatmaya karar verdiklerinde ihlallerin hangisini anlatacaklarına şaşırdıklarını anlatan Çetin, "Bölgeden biri olarak en azından korucuların kirlerini ortaya dökebiliriz" dedi. Çetin, resmi rakamlara göre, 70 bin kişinin koruculuk yaptığına da dikkat çekti.

"Kendi yurtsever insanına insan namlu doğrultur mu?"
Kürtçe ve Türkçe dillerinde izleyici ile buluşacak olan film, 5 yıl önce Çetin'in duyduğu gerçek bir öyküden uyarlama. Sadece koruculuk sisteminin yarattığı yozlaşmayı değil aynı zamanda kadınlar üzerindeki erkek egemen bakış açısını da eleştiren filmin bu anlamıyla, Türkiyeliler üzerine söyleyecek çok sözü olduğu kesin. Filmin izleyiciyi düşünmeye iten bir sorusu da, Çetin'in ağzından, "Kendi yurtsever insanına insan namlu doğrultur mu?" biçiminde yansıyor. Türkiye'de özellikle bölgeden çok fazla insanın kendi bölgesinden koptuğunu metropollere dolduğunu anlatan Çetin, gelenlerin sistem nedeni ile kirlendiğini ifade ederek, "Birçok insan yerinden yurdundan köyünden kopmuş metropollere dolmuş, buralarda aç sefil tiner çeken genç çocuklar görüyorsun. Bu topluma yolsuz, hırsız, düzenbaz yetiştirmeye çalışıyorlar. Bunu yapan kim? Sistem! Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok" diye konuştu.

'Korucular bu ülkeye utanç yüklediler'
Koruculuk sisteminin nelere yol açtığın bizzat bölgedeki tanıklardan dinlediğini ve kendi tanıklıkları da olduğunu anlatan Çetin, bu kirli zihniyetin denetimsiz ve başıboş olduğunu söyledi. Çetin, koruculuk sistemin yarattığı, pisliğin, kirliliğin bu ülkeye utanç yüklediğine de ifade ederek, "Bunların içinde eroin kaçakçıları var, silah kaçakçıları var, bunların içinde şiddete başvuranlar var. Bizim filmdeki gibi bunların içinde tecavüzler var. Buradan bakıldığında buna kulaklarına tıkamak gözünü yummak gibi bir şey olmaz. Bunlara sadece biz tanık değiliz buna tüm basın ve halk şahit. Bu kadar kirlilik yaşlanırken bunları aktarmamak, sanat dışıdır. Bunları sanat aracılığı ile uluslar arası topluma anlatmak gerekiyor" diyerek sanat çevrelerine de Kürt sorunun anlatıldığı daha çok film yapılması çağrısı yaptı.

'Sinema bir aynadır, bu aynada korucuları yansıttım'

Toplumun sorunlarının, bölgede yaşanılan hak ihlallerinin anlatıldığı filmlerinin çekilmesi gerektiğini vurgulayan Çetin, "Yaşamın içindeyse yaşama müdahale etmek sizin boynuzun borcu. Eğer bu ülkedeki yönetmenler bu ülkede yaşananlara sırtını dönüyorsa, kendisine insan demesin. Ben bunu yaptım. Ben bu ülkede yaşananları gördüğümde içim sızlıyor. Ben buradan bakıyorum. Ben sinemanın gerçeklik olduğunu ve sinemanın bu ayna ile topulum tüm gerçekliğini çırılçıplak bize inanıyorum. Birileri bu ülkede yaşananları bu aynadan görsün. Sinema bir aynadır, bu aynada korucuları yansıttım" diye kaydetti.

Amaç para kazanmak olsaydı güldürürdüm!

Çetin'in, kendi filminden sonra gençlerin korkmadan cesaretle yeni Kürt filmleri yapacağına dair ümitleri de oldukça fazla. Gençlerin, kendilerini aşan çok daha iyi işler yapacaklarını anlatan Çetin, "Amacım para kazanmak olsaydı biraz insanları güldürür, sinemayı doldururdum ama bu ülkede yaşanan gerçeklik bu değil ki bu ülkede 30 yıldır devam eden bir savaş var, bu savaşın sonuçlarını pisliklerini kirlerini anlatmadan yaptığım iş eksik kalırdı" şeklinde konuştu.

'Yüreğiniz yetmiyorsa yapmayın'

Daha önce Kürt filmi yaptık şeklinde iddiaları olanlara da seslenen Çetin, "Kürt filmi yaptık" diyenlerin sistemle hiçbir noktada uzlaşmaması gerektiğini söyledi. Kürtler'in adlarını, kültürlerini, kıyafetlerini, yaşamlarını kullanmayın çağrısı yapan Çetin, "Kürtlerin adını kullanmayın. Beni gülünç duruma düşüreceksin kimsin sen? Sana bu yetkiyi kim verdi? Sen insanları kandırıyorsun para kazanma amaçlı. Lütfen bu yanlışa düşmesinler. Kardeşliğe darbe vuruyorsunuz siz sanata da en büyük darbeyi yüreğiniz yetmiyorsa yapmayın" diyerek Kürt sineması çektiklerini iddia edenleri eleştirdi.  DİHA







Yorumlar

Popüler Yayınlar